Sesli dusunceler bunlar
gece vakti mi yoksa sabahin erkeni mi?
onsuzluktan yazilanlar mi,
yoksa onla olmanin acilari mi?
Neden bu sorular, neden bu cevaplar?
neden benim ben oldugumu ispatlamali,
kime ne aciklama borcum var,
kimden ne istedigim var?
kimsiniz, kimdir, kimdendir bu korkular?
Sorular, gece vakti erken ama simdiden cok gec,
uyku yoksa gozlerde, eger karanlik bile aydinlik ise,
acilmis gozlere ihtiyacim var,
bu korler aleminde.
....
Ruhu calan dusunceler ormaninda,
gelecegi goremeden yasayan oylesine insanlar var,
biliyorum onlar oradalar,
uzakta belki, uzansam da yetisemem iste,
ama hissederim,
bir gece yarisi soguk bahce ruzgari gibi
keser kemiklerimi, biler parmaklarimi,
baglar kollarimi da, birakmaz soguk avuclarindan
tas kesilen sirtimi.
....
Ruya degildir butun bunlar,
dinleyin ey pazar milleti,
ben sattim satacagim herseyimi
hesap yinede tutmuyor, evden geleni.
Ver dediniz verdim, sat dediniz
ben bedelleri indirdim,
almayiz dediniz, ben hediye ettim.
Helal olsun, iyi ettim,
alin hepsi sizin olsun,
umut falan yok artik,
benden gecti,
su koseyi goruyormusunuz?
ben oraya cekilim seyeredecegim
sizin o umutlar icin debelenmenizi,
haydi, rastgele.
....
Baliktir bogazima takilan bu sozler,
her onu gordugumde, basima gelenler.
Kilcik bir gece vaktinde,
su ile bogdugum dusunceleri,
denize atlayip da kurtaramam,
kuma saplanan geceleri.
Belki bos ve bayagi bu sozler,
hatta belki de dun gece, ben daha bilmezken
aski ve acilarini,
bir sarhos daha gelmistir bu rihtima da,
vermistir kendini, ruhu icen su sakin
ama yirtici dalgalara.
Emin Saglamer